Efelerin Tarihi
        Liste Fiyatı :
        80,00TL
        
                
        İndirimli Fiyat :
        56,00TL
        
        
                        
          Kazancınız : 
          24,00TL	
        
                
      		
      
      
      			
        
          Taksitli fiyat : 
          9 x 6,84TL
        
            		
            
      	
      
      
          	
				
		
        
				
		
		
		
		
		
	978-605-9790-50-5
	362263
	 
  https://www.akilfikiryayinlari.com/efelerin-tarihi
	Efelerin Tarihi  
	 
    		
		56.00		
		
				
		        
			
	
	
	
	Derhal Beyoğlu'nun Frenk aleminde bir dedikodu çıkarıldı. Güya Zeybeklerin hususi bir maksatla İstanbul'a getirildiğine ve şayet düşman orduları İstanbul'a yaklaşırsa Zeybeklerin derhal harekete geçerek bütün Hristiyanları keseceklerine dair bir takım şayialar dolaşmaya başladı.
İşe; sefaretler müdahale ettiler. Zeybeklerin ya İstanbul'dan derhal çıkarılması veyahut büyük bir zabıta rapt altına alınması için hükümete müşterek bir takrir verdiler.
Hükümet çok meşgul bir durumda idi. Sultan Hamit; harp halinde bocalayıp dururken bir de İstanbul'daki seferlerde yeni bir hadise çıkarmak istemedi. Hemen zeybeklerin karargaha toplattırılması ve derhal talimlere başlattırılması için alakadarlara emir verdi.
Zeybekler karargaha topladılar. Fakat talim ve terbiye meselesine yanaşmadılar. Hatta kendilerine nasihat için padişah tarafından gönderilmiş olan en yüksek rütbeli paşalara bile:
- Siz bize gavuru gösterin. Biz işimizi biliriz diye dayandılar.
Sultan Hamit bu işin vasıtalarla hâl olunacağını anladı. Derhal bir ata atladı. Yanına sadece iki yaver ile dört süvari neferi aldı. Zeybeklerin karargahına dayandı.
- Merhaba evlatlar!.. diye bağırdı.
Fakat Zeybekler onu da bir paşa zannetti. Yalnız selamını almakla iktifa ederek daha fazla ehemmiyet vermediler. Sultan Hamit fena halde bocaladı. Bu defa onlardan birini çağırarak:
- Ben Padişahım sizinle konuşmaya geldim arkadaşlarına anlat diye kulağına fısıldadı. Zeybek Sultan Hamid'e tepeden tırnağa kadar göz gezdirdi.
- Ulen!.. Sen Zeybekleri o kadar avanak mı zannediyorsun? Senin padişah dediğin kalkıp da Zeybeklerin ayağına gelir mi hiç?
       
	
			
	
İşe; sefaretler müdahale ettiler. Zeybeklerin ya İstanbul'dan derhal çıkarılması veyahut büyük bir zabıta rapt altına alınması için hükümete müşterek bir takrir verdiler.
Hükümet çok meşgul bir durumda idi. Sultan Hamit; harp halinde bocalayıp dururken bir de İstanbul'daki seferlerde yeni bir hadise çıkarmak istemedi. Hemen zeybeklerin karargaha toplattırılması ve derhal talimlere başlattırılması için alakadarlara emir verdi.
Zeybekler karargaha topladılar. Fakat talim ve terbiye meselesine yanaşmadılar. Hatta kendilerine nasihat için padişah tarafından gönderilmiş olan en yüksek rütbeli paşalara bile:
- Siz bize gavuru gösterin. Biz işimizi biliriz diye dayandılar.
Sultan Hamit bu işin vasıtalarla hâl olunacağını anladı. Derhal bir ata atladı. Yanına sadece iki yaver ile dört süvari neferi aldı. Zeybeklerin karargahına dayandı.
- Merhaba evlatlar!.. diye bağırdı.
Fakat Zeybekler onu da bir paşa zannetti. Yalnız selamını almakla iktifa ederek daha fazla ehemmiyet vermediler. Sultan Hamit fena halde bocaladı. Bu defa onlardan birini çağırarak:
- Ben Padişahım sizinle konuşmaya geldim arkadaşlarına anlat diye kulağına fısıldadı. Zeybek Sultan Hamid'e tepeden tırnağa kadar göz gezdirdi.
- Ulen!.. Sen Zeybekleri o kadar avanak mı zannediyorsun? Senin padişah dediğin kalkıp da Zeybeklerin ayağına gelir mi hiç?
- Açıklama
						
			- Derhal Beyoğlu'nun Frenk aleminde bir dedikodu çıkarıldı. Güya Zeybeklerin hususi bir maksatla İstanbul'a getirildiğine ve şayet düşman orduları İstanbul'a yaklaşırsa Zeybeklerin derhal harekete geçerek bütün Hristiyanları keseceklerine dair bir takım şayialar dolaşmaya başladı.
 İşe; sefaretler müdahale ettiler. Zeybeklerin ya İstanbul'dan derhal çıkarılması veyahut büyük bir zabıta rapt altına alınması için hükümete müşterek bir takrir verdiler.
 Hükümet çok meşgul bir durumda idi. Sultan Hamit; harp halinde bocalayıp dururken bir de İstanbul'daki seferlerde yeni bir hadise çıkarmak istemedi. Hemen zeybeklerin karargaha toplattırılması ve derhal talimlere başlattırılması için alakadarlara emir verdi.
 Zeybekler karargaha topladılar. Fakat talim ve terbiye meselesine yanaşmadılar. Hatta kendilerine nasihat için padişah tarafından gönderilmiş olan en yüksek rütbeli paşalara bile:
 - Siz bize gavuru gösterin. Biz işimizi biliriz diye dayandılar.
 Sultan Hamit bu işin vasıtalarla hâl olunacağını anladı. Derhal bir ata atladı. Yanına sadece iki yaver ile dört süvari neferi aldı. Zeybeklerin karargahına dayandı.
 - Merhaba evlatlar!.. diye bağırdı.
 Fakat Zeybekler onu da bir paşa zannetti. Yalnız selamını almakla iktifa ederek daha fazla ehemmiyet vermediler. Sultan Hamit fena halde bocaladı. Bu defa onlardan birini çağırarak:
 - Ben Padişahım sizinle konuşmaya geldim arkadaşlarına anlat diye kulağına fısıldadı. Zeybek Sultan Hamid'e tepeden tırnağa kadar göz gezdirdi.
 - Ulen!.. Sen Zeybekleri o kadar avanak mı zannediyorsun? Senin padişah dediğin kalkıp da Zeybeklerin ayağına gelir mi hiç?Stok Kodu:978-605-9790-50-5Sayfa Sayısı:52Basım Tarihi:2016Kapak Türü:Karton KapakDili:Türkçe
 
- Taksit Seçenekleri
						
			- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim56,0056,00229,1258,24319,7959,36610,0860,4896,8461,60QNB Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim56,0056,00229,1258,24319,7959,36610,0860,4896,8461,60Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim56,0056,00229,1258,24319,7959,36610,0860,4896,8461,60Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim56,0056,00229,1258,24319,7959,36610,0860,4896,8461,60Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim56,0056,00229,1258,24319,7959,36610,0860,4896,8461,60World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim56,0056,00229,1258,24319,7959,36610,0860,4896,8461,60Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim56,0056,002--3--6--9--
 
- Yorumlar
						
			- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
 

 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		